13 Haziran 2013 Perşembe

Yaylada arılar için yer baktık.




 Hazır dikilmiş elektirik direği fincanın tak teli çek tamam.



 Baraj yapıldıktan sonra sular altında kalan köyün camisinin minarasi gözüküyor.
 Yerine arı koyacağımız Ömer amcanın köy deki evi.Köyün girişi ve iç kesimlerinde baya bir arılık var.


 Tam kafa dinleme yeri elektirik, tv,internet,telefon yok.
Ömer amcanın yayla evi boş duruyor rakım 2090 metre bir kısım kekikler açmış durumda.Kekiklerin bu kadar erken açması beni biraz gidip gitmeme konusunda düşündürüyor.Gevenler henüz açmamış durumdalar.
 Arıları nereye koyarız ona karar vermeye çalışıyoruz.
 Hayvan hastası bir çocuk her yerde buluyor hayvanları illahi sevecekmiş.

 Yılanlı obası adını duyardım ama bu kadar güzel olduğunu hiç tahmin etiyordum.
 İlk hasatı yaptık Efe beyimiz biraz zor tutuyor ballı çıtayı kaldırmakta zorlanıyo.
 Babam böyle ballı çıtaları görünce keyfi yerinde oluyor.
İlk arılıkda durum bu şekilde 7 kovandan 5 tanesi ful geri kalan 2 si yarı yarıya onlar ana arı kestikleri için biraz geriden geliyorlar.Onların ballarını diğerlerine yukleyip 2 koloniyi yaylaya götürmeyi düşünüyorum biraz kararsızım bakalım ne olur.
 Bu çıtanın bu tarafı yavru çıkan yavrunun yerine bal basmakta.


 Üsteki çıtanın arka kısımı yavru çıkmış bal dolu vermiş.
Ne demişler ekmeği ekmekciden al 3 kuruş fazla ver.Apimayenin polen tuzaklı altlıkları bana göre daha kullanışlı ve rahat.
Böğürtlen çiçeklerinde hala arı gözükmekde.Son moda bu böğürtlenlere kurumaları için ilaç yapmaları buda arıların ölümüne yol açıyor.Sadece arılaramı insanlarada zararlı.

Bu günkü hasılat bu kadar kendi ihtiyacım olan poleni topluyorum her şeye değiyor.