29 Haziran 2009 Pazartesi

28 Hazir günümüz

Yolumuz üzerinde 12. si düzenlenen kuş dili festivali başlamak üzereydi.Yol üzerinde gördüklerimi elimden geldiği kadar sizlerle paylaşmak istedim.

Kuş dili festifalinden gelen insanlar bu kaçıncı kamyonet bizi geçen saymayı unuttum.Her geçen arabanın içi tıklım tıklım buralarda nufus çok yoğun bizim köye yaklaştıkca yollar viraneleşiyor buralar gibi şen değil.




Yöresel kıyafetli genç kızlar rengarenk pazar yerinde dikkat çekiyorlar.Haftada bir gün kurulan pazarda insanlar haftalık ihtiyaçlarını alıyorlar.

Yayla havası ne zaman ne olacağı belli değil bir anda sis geliyor.



Biraz sonra ise güneş gelebiliyor.







Bizimkiler karınlarını doyurmaktalar.Yayla havası o kadar temizki buz gibi suyu içtikce acıkıyorsun. Sabah bir ara yağmur yağdı dedik bu havada bir yere gidilmez sonra ise güneş açtı saat 9 gibi Mustafa abiyi aradığımızda gelin gideriz dedi.İlk önce hep beraber yaylaya çıktık bir güzel gezdik.



Gürgen ve ladin ormanları iç içe böğürtlenler açmak üzereler kara avular yer yer gözüküyolar.


Gürgen ağaçlarının üzerine salyangoz gibi yapışmış bana göre mantar bizimkilere göre gav veya kav,deniliyor.Eskiden kütükkovanlarda tütsü vermek için kullanılıyormuş şimdi ise körüklerde kullanmak için aldık.Kuruyunca çok güzel yanıyor kolay kolayda sönmüyor.Ağaçlardan koparmakda baya zor balta gerekli ağacın gövdesinden ayırmaya.



Bu mor çiçekler arı dolu hemen bizim arıların önün deki yol boyunca bu çiçeklerden çokca var.





Sol daki 4 kovan benim beyaz olan en iyi kovanım diğerleri ise yarım diyelim bal sezonu 20 Temmuz da biter diyor arıcı arkadaş bu sene sezon biraz geç başladı diyor.Burada kestane daha açmadı bizim köyde ise yüzde sekseni açtı.Şimdi seneye çıkarsak baharda kara avu,ham taflan açtımı arımı buraya getiricem sonra bizim köyde kestane 15 Haziranda açıyor ozaman ise köye indiricem daha sonra tekrar buraya getirebilirim.Eğer bunu başara bilirsem daha çok bal alma şansım olabilir.Tabi arıcılıkta daha çok öğrenilecek yeni şeyler var.


Peteklerin arasındaki beyazlaşmalar üsten gözüküyor daha kovanın kapağını açmadan çok az kestane kokusu gelmeye başladı.Daha önce arının yönü vadiye yukarı uçuyodu şimdi ise aşağı dere içine doğru gidiyor yer yer açan kestaneler var tahminim onlardan alıyor balı.Arıların üst vadi ye doğru çok sayıda kestane var daha tüylenmemiş bile.


28 den bir petek üst taraflardan sırlanmaya başlamış çıkan yavruların yerinede bal basmaya başlamış arılar.Mustafa abinin bu ana arı çok hoşuna gitti bu kovandan diyor bir kasa bal zararımız var eğer buna ana arı ızgarası koysaydık zamanında şimdi ballığı fulle diydi çıkan yavrunun yerine ana yavru atmazdı.Söylediklerine katılıyorum ayın 24 de bu kovandaki ana arıyı bir çıta ile ayırmıştık sonra ise yavrular çıktıkca yerlerine bal dolmuş.


Bu petekden de belli bal gelişi.

Bu peteğin eski bal olma ihtimali varmış ne kadar doğru onu bilemiyorum ilk kez bal sezonuna yaşıyoruz.

Bu sene aldığım arım şuanda15 çıta var yerli arı diye aldık ama şuana kadar pek gelişmedi.üsten az kabarmış üç mum aşağıya verdik yukarı üç ballı petek aldık.



Beni şaşırtan ise 7 çerçeve olarak birleştirdiğim kütüğün ilk oğulları şuan da 16 çerçeve alt katta ballı yok.Ana arıyı ise göremedik ana memeside görünmedi.Ballığı baktığımızda ise bir çerçevede günlük yumurta gözüktü.Arının yiyeceği yok ama bu bal akımında diğer kovanlarda bal varken bunda niye yok diye soruyorum kendime geceden beridir.İki soru benim düşüncem bu arı iki oğuldan birleşme yavru çok tarlacı az olduğundan gelen balı yavrular yiyor gelen bal yavruya ancak yetiyor.Hatta yetmiyor petekler nerdeyse kurumuşlar.
Diğeri ise Mustafa abinin düşüncesi bu arının hortumu kısa ormandan bal alamıyor aç kalıyor.Bizim yöre arısı değil ova arısı bu arı diyo bende diyorum ormana giremiyosa yol kenarlarındaki mor çiçekleredemi konamıyor.Bir terslik var bu işde hiç sokmayan arı bizi yedi nerdeyse bunun sebebi aç olmasından olabilir.Ana arı da bu sebeble yumurtayı kesmiş olabilir bal gelmeyince yumurtada yok.





Arıları baktıktan sonra çay molası iyi oluyor katlı arıları bakımı baya bir zor oluyor.Kendime yatık kovan yapmam gerek Mehmet Yüksel abininki gibi.İstediğim gibi kurcalayım.Arılıkta not tutmak çok önemli benim gibi çabuk unutanlar içinde dahada önemli.


Bizim yörenin kütük kovanı yörelere göre değişiyor kütük kovan çeşitleri.Bizim buralarada ağaçları ortadan bölerek sonrada içleri oyularak yapılıyor.Eskiden dedemlerinde vardı aynı kovanlardan bunun daha büyükleri ben öyle hatılıyorum.Bu kovanı bana hediye etti nostalaji olarak arılığa yerleştiriceğiz seneye kısmet olursa.Tabi bende Erzincan usulu kara kovandan bir tane yaptırıcam Musatafa abiye kendisi benden istemesede ben onun hoşuna gittiğini biliyorum burada şimdiki moda Vecdi abinin gönderdiği kara kovan olacak gibime geliyor eh Vecdi abi neler açtın başıma.

25 Haziran 2009 Perşembe

Bu Günkü Arılık Ziyaretimiz









Arıları çekmeye çalıştım ama cep telefonu ile bu kadar oluyor ay sonu dijital makinam tamirden geliyor.

Bu çiçeğin adı karabaş otuymuş yol boyunca bol miktarda var kimi yeni açıyor.Arılar tarafından bolca ziyaret ediliyor.Anzer gibi köy bence her yer çeşit çeşit çiçek kaynıyor.



Mustafa abini arılarının yol dan görünümü.




Saat 13 gibi arılıktaydık hava çok sıcaktı bizde eskiden okul olan şimdi ise Mustafa abinin arı malzemelerini koyduğu aynı zamanda muhtarlık olan binada biraz istirete çekildik.Karpuz ,beyaz peynir,ekmek çok güzel gidiyor.Mustafa abi,babam,amcam,eniştemizden bir hatıra.



Benim arılarım arkadan görünümü.



Kovanın birindeki ballı polenli bir çerçeve.




Bu arı birleştirdiğimiz oğullar üsteki yazı ve rakamlar Musatafa abinin notları A, altan üst kata aldığı k harfi ise kabarmış çerçeve demek.



Bu kovanı üst katındaki çerçeveler çok fazlaydı arı dağınık olduğu için şişirememiş çoğunu aldık çerçevelerin.Bu gün arılarımı kendim baktım biraz yardım aldım ballıkları indirirken ana arıyı ayırırken.Ellerim çok sokuldu bacaklarımda.


Ballı ve yavrulu çerçeve bu kovandaki kuluçkada bulunan kapalı yavrulu ve ballı çerçeveleri üst kata aldım.Alt kat ve üstde 12 çerçeve var toplam.Çıkan yavruların yerine bal koyarlarsa biraz bal alırız umarım.




Benim halkalar doluyor yavaş yavaş bal akımı çok iyidi akşam üstüne doğru.Bu 28 nolu ana bulunan kovanım şuanda 20 çıtaya yakın.Çıkan yavruların yerine tekrara yumurta atmış ana arı bende ana arıyı bir çerçeve arısı ile başka bir kovana ayrıdık.Şuanda bal akımı çok güzel bizim köyde kestaneler açtı tamamen arılarımın bulunduğu yerde ise daha yeni açmak üzere.Ilhamurlarda açmamış böğürtlende yeni açıyor çiçek bakımındanda çok iyi bal olursa benim için ilk olacak bu bal sezonu.

13 Haziran 2009 Cumartesi

13-06-2009

Bunlar benim ördek yavrularım kim demiş çirkin ördek yavrusu diye çok tatlılar bence.

28 çok iyi gidiyor her buldugu yere yumurtayı basıyor üçüncü katıda istiyor.Ama kararsızım ilk başta atalım dedim sonra yapmaz berki üçüncü katı diyince arıcı arkadaş düşüneyim biraz dedim şimdilik beklemede.





Günün süprizleri 28 açtım üst çıtlarda dolmak üzereydi üsten baktıgımda bembeyaz bal gözüküyordu,sonra çıtaları çekince bu kasnakları gördüm.Sağolasın Musatafa abi süpriz yapmış bana karakovan balını sevdiğimi duymuş olmalı.Yeni örmeye başlamışlar birazda bal basmışlar inşallah sonu gelir.



İşde kütükkovandan çıkan ilk oğul kahraman köyüne getirdiğimde beş çıta yoktu arısı şimdi ise on çıtaya yaklaştı.Evdeki oğullardan biraz ilave bunada yapıcamki bal alalım.








İlk arım hiç gelişmedi çok yavaş gidiyor evdeki oğullardan birinin ana arısı iyi yumurtlamaya başladı onunla değiştirmeyi düşünüyorum bu kovanımın ana arısını.Birazda ilave yaparsam biraz olsun bal alırım gibime geliyor.







Karnımız çok acıkmıştı arılıkta işimizi bitirip piknik için dere kenarını seçtik ama şansımıza yagmur çiseliyordu yine.





Dağın altından çıkan nefis bir su gürül gürül gürül akıyor içicek suyumuzu buradan aldık çayıda nefis oluyor.










Yol boyunca dereyi takip eden kısımlarda yer yer kestane çiçek açmış gibi geldi bana
kimisi daha açmamıştı.Bir günümüzde böyle geçti gidiyor ömürden.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Geçtiğim haftadan kalanlar


Son ütücü Gökhay çekme bire diyo arkadaş .


Kovanlık tahtalar hazırlanıyorlar.

Sağolsun marangoz arkadaşlar bana çok yardımcı oluyorlar onlar hazırlıyor tahtaları bende çakıyorum her şey elinin altında olunca çok kolay.





Yeni yaptığım kovanımın son hali şu ama kadar dört arım var işler baya çok oluyo bana göre bundan sonra her şeyi kıştan hazırlamak gerekli.




Geçen hafta bir oğul daha aldım diğer oğullardan bir gün sonra ne bereketliymiş kütük kovan.Bu sefer armut ağacına gitti.Şuana kadar beş oğulum oldu birini arkadaşa verdim geri dört oğul birde kütük kaldı.





Yolda gördüğümüz bir kara yılan güneşleniyordu herlade bizi gördümü çekildi öldürmedik geçtik bizde.Arıları bakmak için yollara düştük yine hem arılık ziyareti em gezi ve piknik.




İlk önce arıların işini bitirdik havalar kötü gitmesydi daha da iyi bal gelirdi diyor Mustafa abi çok azda olsa bal gelmiş.



Yavrulu çıta görmeyide özlemişim gerçekten arıcılıkta ayrı bir hastalık.Nacati yeni arıcı günlük yumurtayı bilmiyordu göremiyorum ben diyordu bu gün gördü.Ne tuhaf geçen sene bende öyleydim zamanla öğreniyor insan yeteki istesin.
Benim arılar ilk önce baktık kimi çerçeve istiyorudu verdik birine kat attık.28 gayet iyi gidiyor 17 çıtaya yaklaşmış ana arı altta göremedik günlük yumurta da yoktu.Baktık üst katta yumurta atıyor.





Çalı çileği yeni açmaya başlamış arılar ziyarette.



Yaban taflanların çoğu geçmiş kimi yeni açmış yer yer fark ediyor mis gibi kokusu.







Yayla havası birden sis bastırıyor sonra güneş bir yerlerden yüzünü gösteriyor takrar çise başlıyor.Şansımız yokmuş bu gun havadan ve yoldan yana.



Yer yer vadilerde kıştan kalan karlar var hala erimemişler.






Beyaz avu lar çok ayrı süslemişler çimenleri.



Kazıkbeli yaylasına göç eden yaylacılar daha bir sürü yaya yolları var.






Oba daki everin bahçeleri çok güzel çiçeklerle örtülmüş her renk var nerdeyse.İnsan bakmaya doyamıyor Trabzon tarafından gelen bir gurup dağcı çiçekler arasında fotoğaraf çakiliyordu.



Su molası verdik her yerden su fışkırıyor nerdeyse babam için bir ilaç bu sular öyle diyor artık.Gökay saat bakmıyor arı aşıladı alerjisi varki baya şişti eli zorla sokturdu arıya kendini .




Gökhan ve babam salata yapımında saat 15 suları bayada acıkmışsız.Şurası soğuk burası rüzgarlı derken orman içine kadar indik.










Ateş yakmasında üstüne yoktur Necati arkaşaşımızın hiç erinmesi yok.Allah her arıcıa böyle bir arkadaş nasip etsin.





Ateşe yakın olmak iyi yoksa donarız soğuk hava baya.


Tavuklar ve biberler kızarıyor mis gibi mideye inicek.

Küçük Umut çok meraklı her şeyi sorguluyor.



Dönüş yolunda çilekli burunda çay molası verdik.Hava burada daha ılıman yanımızda sis olmasına ragmen bal arıları vardı.Benim arılar tam karşımızda kalıyor vadi içinde demekki arılar çalışmasını engellemiyor fazla havalar.Her yer ayağınnın altında insanın birde güneş olsa ne güzel olurdu.






Allah tan birinin üstüne düşmedi yoksa insanları maf ederidi.Yukarda verdiğimiz çay molası berki bir vesile oldu bizim içinde.



Dönüş yolunda kayaların düşmesi sonucu yol kapalıydı.Günün en berbat olayımı desem her şerde bir hayır varmı desem bilmiyorum.Canım Türkiyem olayı neden diyor sanız.Ürken yerden 10 dak.30 aşağıda bir sürü yol yapım makinası var.Jandarmayı ve çeşitli kurumları aramamıza rağmen hiç bir yerden olmumlu sonuç alamadık.Daha öncede buna benzer olaylar görmüştüm ve başıma gelmişti.Bu gibi durumlarda yanınızda bir tv veya gazeteci olursa anlık haber olursanız ancak size hizmet gelir yoksa başınızın çaresine bakın denir.Bu olay baya bizi yordu tekrar geri döndük üç araba 20 dak. yolu gece 12 de tamamladık.
Anlıcanız Türkiyede Ankarada dayın varsa ancak yardım görürsün gerisi palavra.Birde ilgimi çeken iller arasındaki ayrımcılık sanki Giresun milleti Türk vatandaşı değil diğer il sınırlarına girdimi yolların bir asfalt olmadığı kalmış bizim yollarımız ise patates tarlası gibi her kes bu farkı anlaya bilir.Bazan diyorum hak bizim millete istemesini bilmiyoruz demkki.Tüm dileğim kimsenin başına bu durumlar gelmemesi.Bu haftayıda yoğun bir tempo ile kapadık.